Çarşı Demirören'e karşı

Son bir aydır Beşiktaş cephesinde olan biten olayları hayretle izlemekteyim. Malum Beşiktaş seyircisinin başkan Yıldırım Demirören'e karşı oldukça ağır bir tepkisi var. Son maçta da Yıldırım Demirören bu küfürlere karşı sabrı taşıp birşeyler yapmaya başlayınca ben de bu yazıyı yazmak için kongreyi bekleme fikrinden vazgeçip bugün aklıma ilk gelenleri yazmaya karar verdim. İlginç bir nokta ise rakip klüp başkanlarının arıyıp Yıldırım Demirören'e destek vermesi ve karşılaştığı küfürler karşısında moral vermesiydi. Bu tepkiyi benim gibi ilginç bulanlardan değilseniz birkaç ay öncesine dönüp bugüne kadarki süreci irdelemekte fayda var.

Geçtiğimiz sezonu Beşiktaş bilindiği üzere 2 kupa ile tamamladı. Oldukça uzun zamandır 2 kupayla şampiyonluk yaşamış bir takım pek hatırlayamıyorum, bu açıdan büyük bir başarı sayılabilir. Takımın oynadığı futbol lig için yeterli olarak görülüyor. Yönetim, futbolcular ve teknik heyete karşı bir tepki yok.

Bu sezonun başlangıcına dönersek transfer açısından çok büyük bir aksaklık olduğunu da düşünmüyorum. Yaklaşık aynı ayarda bir oyuncu kadrodan çıkarılıp bir benzeri kadroya giriyor, Gökhan Zan ilginç bir şekilde Galatasaray'a gidiyor, sonrasında da transfer süresi içerisinde istenilenler yapılamayınca son günlerde ligi tanıyor olması avantaj olarak görülmüş olacak ki Tabata kadroya katılıyor. Tabata'ya verilen para son derece yüksek görülüyor, bu konuda katılmamak mümkün değil. Ancak bu transferin bu kadar hayal kırıklığı olmasının esas sebebi medyada çıkan Deco haberleri yüzünden taraftarın beklentisinin yüksek olmasındandı bence.

Son 1 aya bakacak olursak, geçen sene şampiyon olan kadronun iskelet kadrosu duruyor diyebiliriz. Teknik heyette hiçbir değişiklik yok. Takımın tesisleri imkanları aynı. Takım oldukça uzun süre kötü sonuçlar alınıyor ve bu konuda tepkiyi (ve ne yazık ki küfürleri) sadece Yıldırım Demirören üstlenmek zorunda kalıyor. Transferlerin başarısız olduğunu varsayarsak bile bu sportif başarısızlıkta Yıldırım Demirören'in en az payı olan insanlardan birisi olduğunu düşünenlerdenim. Spekülatif konulara girmek istemem ancak ister istemez Süleyman Seba ve Serdar Bilgili'nin benzer şeylere maruz kalıp başkanlıktan ayrılmaları ve bu başkanlara karşı yapılan protestoların arkasında birilerin olduğunu düşünmeden edemiyorum. Ancak somut bir kanıt olmadan bu benim düşüncemden ibaret kalıyor.

Bunları düşünerek olaya bakınca herkesin beğenmediği birşeye karşı protesto etme hakkı olduğu ve bunu kullanabildiğini görüyoruz. Bunun dışında küfürü kendi klübü içindeki bir insana karşı bu kadar rahat kullanabilen bir taraftarı anlamak mümkün değil. Yumurtalı protesto kısmını da gereksiz ve yersiz buluyorum. Zamanında Serdar Bilgili'yi de küfürlerle yollayan bu seyirci yerine gelen Yıldırım Demirören'den ne kadar pişman olduklarını unutmuş olacaklar ki aynı yöntemle bir başkanı daha yollamak için çabalıyorlar. Kongreyi ben de merakla beklemekteyim artık. Neticeyi bilemiyorum ama tek ümidim Türk futboluna hayırlı olmasıdır.

 

0 yorum: